12 Mart 2021 Cuma

"Yakın Tarihimizde Kitlesel Katliamlar" Kitabı Üzerine

"Yakın Tarihimizde Kitlesel Katliamlar" Kitabı Üzerine

Kitabın arka kapağında yazılış amacı şöyle belirlenmiştir:
“Bu kitabın yazımında güdülen amaç etnik ve inançsa ltoplulukların arasına sokulan kin ve kan güdümünü körüklemek değildir; dinselbir inancı üstün tutma veya küçümseme de değildir. Amaç bu tür katliamların mezhep (Alevilerle Sünnilerin) ya da sağ-sol çatışması olmadığını; emperyalist güçlerin ve işbirlikçilerin ortak planlarının perde arkası gizli güçlertarafından uygulanmasının sonucu olduğunu bir yönü ile sergilemektedir.”
Malatya, Kahramanmaraş, Çorumve Sivas illerinde meydana gelen olayları-katliamları belgelerle anlatan birderleme-araştırma çalışması. Dört ilimizdeki olayların öncesi, olaylar vekatlim anları ve sonrası ile ilgili bazı anlatımları örnek olarak vermek istiyorum. Bunları okuduğunuzda kendinizi bile sorgulama gereksinimi duyacaksınız.

“Yenimahalle ve SakaryaMahalleleri”

“Faşistler tarafından öldürülen iki öğretmenin cenaze töreni sırasında çıkan olaylardan sonra,saldırgan bir grup, “Müslüman Türkiye, komünistler Moskova’ya” sloganlarıyla mahalleler arasında dolaşmaya başladılar. Daha sonra öncü sayılan öncü sayılan 30’a yakın ülkücü, bir evde toplanarak 23 Aralık 1978 günü saldırılacak Alevilerin evlerini, saldırıda kullanılacak sopa, dinamit, gazyağı gibi malzemeleri ve görevlileri belirledi. 23 Aralık Cumartesi günü sabahı, belirlenen alevi evlerine otomatik silahlarla saldırdılar. Pencereden içeriye patlayıcıve yanıcı madde atarak yangın çıkardılar. Yangından kurtulmak için dışarıçıkanları kadın, çocuk, yaşlı demeden sopalarla dövmeye başladılar. Erkekleri, kadınları toplayarak “kelime-i şahadet” getirmeye zorladılar.
Kudret KUDRETOĞLU: Sakarya Mahallesi Üçüncü Selim Sokakta oturuyoruz. 23 Aralık 1978 günüsabahı, yakınımızda bulunan Çınar Camii önünde 300-400 kişilik bir grup toplanmıştı. “Müslüman Türkiye, aleviler Moskova’ya, Maraş Ovası Müslümanların yuvası” diye bağırıyorlardı. Bizim sokağa doğru yürüdüler. Saldırganlarınbazısı avcılar gibi giyinmişlerdi. Bazılarının da yüzleri örtülüydü (maskeli).Ellerinde av tüfeği, çivili tahta ve benzeri silahlar, sopalar vardı. Evimizin önüne geldiler. Karşı komşumuz Naime Baltacı, “Durun” dedi. MahalledekiAlevilerin evlerini tek tek gösterdi. Naime kadın, “Müslüman olan, dinini,milletini seven yürüsün Alevilerin üstüne” diye topluluğu tahrik ediyordu. Bu sırada Musa Suna’nın evine yöneldiler. Damdan bakıyorduk, Musa Suna’nın evinin bulunduğu taraftan duman ve alevler çıkmaya başladı. Biz de korkudan ev sahibimiz Milcan Balar’ın evine sığındık. Gece saat 03 00 sıralarında ev sahibi bizi uyandırıp dedi ki, ‘Çınar Cami’nin bitişiğindeki Kırıkhanlı Dişçinin evinde 7 tane ölü var. Onların acısından rahat vermiyorlar. Alevileri çıkarmazsanız sizin de evinizi yakacağız diyorlar, durmayın gidin.’ Biz de önce evimize gittik, sonra İsadivanlı Mahallesindeki Şeker Apartmanına sığındık. Bizden sonra evimizin eşyalarını yağmalamışlar, ateşe vererek yakmışlar. 27 

“Cuma’dan Cuma'ya”


“Dini görevliler, sofular ve tarikat reisleri, "Haftanın ilk günü olan Cuma günü çalıştırılan hayvanların (Öküz, at, eşek v.b.) dinlenmesi, ayrıca insanların da Cuma namazında bir arada namaz kılmaları, sohbet ederek yakın ilişkiler kurmaları, kötülüklerin önlenmesinde birbirine destek olmaları, barış ve dostluğu geliştirmeleri için bir fırsattır-bir sevap günüdür” derler. Oysa Osmanlı’dan günümüze değin toplusaldırıların ve katliamların birçoğu Cuma namazı çıkışında başlamıştır. Kahramanmaraş, Sivas, Çorum katliamlarının hepsi de Cuma namazından sonrabaşlamıştır. Toplumsal saldırı ve katliamlarda, “Camilere bomba konduğu;camilerin yakıldığı, camide namaz kılan Müslümanlara silahlar ateş edildiği... ”Söylentileri yayılarak halk kışkırtılmak istenmiştir ve kışkırtılmıştır. Oysane cami yakılmış, ne de namaz kılanlara ateş edilmiştir? Ama olan olmuştur...” 28

Akşam Gazetesi : “İlginç Bir Kitap”

Dün postadan çıkan ilginç bir kitabı, okurlarımın bilgisine sunmak gereği duyuyorum.
Yazan: H. Nedim Şahhüseyinoğlu
Adı: Yakın Tarihimizde Kitlesel Katliamlar (Malatya, Kahramanmaraş, Çorum, Sivas Katliamlarının İçyüzüne Dönük Bir İnceleme)
Yayınlayan: İtalik kitaplar
Adres: Olgunlar Sokak, KitapPark No: 8
Bakanlıklar/Ankara
Telefon: 0312 419 41 12, Faks:425 15 52
Bu belgesel kitaba bir gözatın da Türkiye’nin nereden nereye savrulduğunu, bugünkü maceramızın altındahangi tezgâhların bulunduğunu anlayın. 29

Aydınlık Dergisi:


Değeri ölçülemeyecek ikinci kitabımız ise arkadaşımız emekli öğretmen Nedim Şahhüseyinoğlu’nun, “YakınTarihimizde Kitlesel Katliamlar” adlı yapıtıyla arkadaşımız, Malatya, Kahramanmaraş, Çorum ve Sivas kırımlarının özüne ışık tutuyor. Bu kitapta bukırımlarla ilgili her türlü olayı kesin belgeleriyle bulacaksınız. Şahhüseyinoğlu’nun titiz çalışmasının temelinde kendi yetenekleri kadar Köy Enstitülerinin bu arkadaşımıza verdiği ciddiyetin ve insan sevgisinin de rolüvar. Nedim Bey, Malatya ve Sivas olaylarının içinde yaşadı. Bu nedenle “TarihinTanığı” sayılıyor. Olayları okudukça da yitirdiklerimize ağıtlar yakasınız geliyor.
Yazarını içten kutluyoruz. 30

Mudafa-iHukuk Gazetesi:

H. Nedim Şahhüseyinoğlu Yakın Tarihimizde Kitlesel Katliamlar


H. Nedim Şahhüseyinoğlu’nun “Yakın Tarihimizde Kitlesel Katliamlar” adlıve 379 sayfa tutan bu geniş ve kapsamlı araştırmasında Malatya, Kahramanmaraş, Çoru, Sivas kitle kırımlarının nedenleri, olayların gelişimi ele alınarak inceleniyor ve yorumlanıyor. Yazar, kitabının alt başlığında bu olayların içyüzünün ortaya koymayı amaçladığını belirtmek için “Malatya, Kahramanmaraş, Çorum, Sivas Katliamlarının İçyüzüne Dönük Bir İnceleme” anlatımını kullanmış.
Akçadağ Köy enstitüsü mezunu olan yazar, bu kitle kırımlarını incelerken bu konuda yazılmış kitaplar, yazılar ve haberlerin yanı sıra soruşturma ve yargı sürecinde düzenlenen evrakda başvurduğu için, kitap aynı zamanda belgesel bir nitelik taşıyor.
Şahhüseyinoğlu, kitabının sonunda şu değerlendirmeye yer veriyor:
“Türkiye’de işlenen cinayetler, katliamlar, saldırılar, 15-20 yaşlarındaki gençlerin kurduğu örgütlerin işi değildir. Bunca otomatik silahı ve bombayı temin etmek, bunca cinayet işlemek ve katliam yapmak ama yakayı ele vermemek, yakalandığında kurtarılmak, cezaevlerinden kaçırmalar organize etmek, gençlerin kurduğu örgütlerin harcı olamaz. Bunları örgütleyen, katliam ve saldırıları planlayan, silah sağlayan, suç işleyenleri koruyan perde arkası örgütler ve güçler bulunmaktadır.
Türkiye üzerinde oynanan karanlık oyunları anlayabilmek için önemli bir kaynak olan kitapta yazarın vardığı sonuç ise gerçekten önemli. Alevilere yönelik saldırıların ve kırımların bir amacının da alevi halk kitlesinin “topluluk niteliğini parçalamak ve onları kimliksiz yığınlara dönüştürmek üzere yerinden yurdundan etmek” olduğunu belirtiyor ki, Alevi Türk halkının doğal yaşam biçiminin laiklik ilkesi ile tam uyum içinde bulunduğu ve bu nedenle de şeriatçı biriktidar oluşumunun karşısına dikilen bir engel olduğu düşünüldüğünde bu saptama ayrıca önem taşıyor. 31

 Malatya Yorum Gazetesi: “17Nisan ve Malatya”


17 Nisan, Malatya açısındanoldukça önemli bir gün.
Köy Enstitülerinin kuruluşgünü…
Malatya Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu, gelini ve 2 torununun öldürüldüğü gün ve Malatya olayları.
Hemşerimiz, 8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın ölüm günü.
***
17 Nisan 1940 tarihli Köy Enstitüleri Yasası ile Malatya’da Akçadağ Köy Enstitüsü açıldı. Bu okulun bugünkü durumu ne yazık ki içler acısı.
Eğitim tarihimizde kırklı yıllara damgasını vuran Köy Enstitülerinin Atatürk aydınlanmacılığındaki önemli işlevi unutulamaz.

***

Adına gönderilen bombalı paketin 17 Nisan 1978 günü patlaması sonucu Malatya Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu,gelini ve iki torunu yaşamını yitirir. Ertesi günü patlak veren olaylardasaldırılar, yağmalar ve talan ile Malatya’nın birçok yeri harabeye döner…
Konu ile ilgili olarak H. Nedim Şahhüseyinoğlu’nun Yakın Tarihimizde Kitlesel Katliamlar/Malatya-Kahramanmaraş-Çorum-SivasKatliamlarının İçyüzüne Dönük Bir İnceleme” (İtalik Yay. Ankara Nisan 1999, 330s.) adlı yapıtı önemli bir çalışma.
Kitabın Malatya ile ilgili bölümlerinde Demokrat Parti döneminde başlayan cepheleşme hareketinden 11 Eylül1980 tarihine kadar yaşanan önemli olaylar basından, mahkeme tutanaklarından, yaşayanlardan ve kendi yaşadıklarından örneklerle anlatılmış.
Barış Gönüllüleri Olayı, Düzmece Kemal Abbas Olayı (1968), Hekimhan Olayları (1968), Faşizmi Protesto Mitingi (2 Şubat1975), 15-16 Şubat Olayları (1975), Akçadağ Öğretmen OkuluOlayları (Cafer Toksun’un müdürlüğü ve 500’ü aşkın öğrencinin mağduriyeti–1975), Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu, gelini ve iki torununun bombalı paketle öldürülmesi (17 Nisan 1978), ertesi günü yaşanan olaylar…
Özellikle 1975 ve 1978 olaylarında, “Din elden gidiyor”, “Camileri bombalıyorlar”, “Kahrolsun komünistler, solcular, Aleviler” gibi söylemlerle birçok işyerinin yakılması, talan edilmesi sonucu birçok Malatyalı Malatya’yı ve işini terk eder, başka yerlere göçerler.
Parlamento üstü olduklarını öne süren derneklerin, din tüccarlarının, silah kaçakçılarının, acınacak durumlara düşen devlet yetkililerinin, politize olmuş emniyet teşkilatının, bazılarınca yaşanan olaylardan sorumlu tutulan solcuların, hemen oyuna gelen Malatya halkının konumunu; aynı söylem aynı yöntem ve tekniklerle Kahramanmaraş, Çorum ve Sivas’ta da eylemler yapıldığını; siyasilerin ve halkınolaylara bakış açısını; emperyalizmin “Böl-parçala-yut” politikasına kimlerin/nasıl alet oldukların, hangi akıl ve mantıkla hareket ederek hizmet ettiklerini öğrendikçe hayrete düşeceksiniz. “Bunlar 20. Yüzyıl Türkiye’sinde mi olmuş?”, “İnsan bu kadar canavarlaşamaz!” diyecek, insanlığınızdan utanacaksınız…
İnsanlarımızı bu konumaiten, getirenleri şiddetle kınıyor, olayların ve katliamların kentimizde, ülkemizde ve dünyamızda yaşanmamasını diliyorum… 32

 Berfin Bahar Dergisi: “YakınTarihimizde Kitlesel Katliamlar”


H. Nedim Şahhüseyinoğlu; Malatya’nın Yeşilyurtilçesi, Cumhuriyet Örnek köyünde doğmuş. 1944 yılında Akçadağ Köy Enstitüsüne girmiş. Enstitüden 1949 yılında mezun olduktan sonra; 26 yıl çeşitli okullarda öğretmenlik yaptıktan sonra emekli olmuş. Öğretmenliği döneminde eğitim örgütlerinin içinde yer alan Şahhüseyinoğlu, Türkiye Öğretmenler Milli Federasyonu Malatya Şube Yönetiminde; Türkiye Öğretmenleri Sendikası (TÖS)’ün, Tüm Öğretmenlerin Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER)’in şube başkanlığını, genel yönetim kururlu üyeliğini ve bölge temsilciliğini yapmış.
Köy Enstitülerinde okuma-yazma alışkanlığı edinmiş. Akçadağ Köy Enstitüsü Müdürü Şerif Tekben bir konuşmasında, “Gezdiğiniz köylerin kasabaların kültürünü yazın. Yazdıklarınıza burun kıvırabilirler, küçümseyebilirler; ancak siz yazmayı sürdürün. 50-100 yıl sonra yazdıklarınız değerlendirilecek ve ülkemizin kültür haritası çizilecektir” demiş.
O zamandan bu zamana araştırıp yazıyor H. NedimŞahhüseyinoğlu. Yazdıkları dergilerde, gazetelerde çıkmış. Sonradan ürünlerini toplayıp kitap olarak bastırmaya başlamış. Bugün yapıtlarının sayısı 15’ibulmuş. Sessiz bir yazın eri. Kendini ön plana çıkarmamış, reklâmını yapmamış. Zaten onun derdi ünlü olmak değil. Onun derdi yalnızca gerçek okura ulaşmak. Uzun uğraşlar sonucu, iğneyle kuyu kazar gibi yaptığı araştırmaların insanlara ulaşmasını istiyor.
İnsanlarımızın okumadığına dair, haklı olarak yakınıyor. “Çıkan her kitabımı, dergilere, yazarlara, eşe dosta gönderiyorum. Gönderdiğim kitapların içinde adresim ve telefonum olduğu halde bir iki kişinin dışında teşekkür eden bile olmuyor, insan buna üzülüyor. Oysa “Bir kitaba yazarın ne kadar emek verdiğini en çok ben bilirim” diyor.
“Bugüne kadar yazarlar içinde sadece Emin Çölaşan telefon ederek teşekkür etti. Bir de Melih Âşık köşesinde “Sansür” kitabım içinkısa bir yazı yazdı” diye ekliyor.
Geçtiğimiz aylarda H. Nedim Şahhüseyinoğlu’nun “Basında Sansür” kitabı yayınlanmıştı, adıma imzaladığı o kitabı kısa zamanda okuyup bitirdiğim halde fırsat bulup kitapla ilgili bir yazı yazamamıştım. “Yakın Tarihimizde Kitlesel Katliamlar” kitabı elime geçince kısa sürede okudum ve bu yazıyı kaleme aldım.
Bu yazıyı; seksen yaşına dayanmış ve hala ülkenin aydınlanması için çırpınan öğretmenimize vefa borcu saydım.
“Yakın Tarihimizde Kitlesel Katliamlar”ın birinci basımı 1999 yılında yapılmış. Bu kitabın ikinci baskısı.
Nedim Şahhüseyinoğlu bu kitabı niçin yazdığını önsözde şöyle açıklıyor.
“Bu kitabın yazımında güdülen temel amaç, etnik veinançsal toplulukların arasına sokulan kin ve kan güdümünü körüklemek değildir; dinsel bir inancı üstün tutma veya küçümseme de değildir. Amaç bu tür katliamların mezhep (Alevilerle Sünnilerin) ya da sağ-sol çatışması olmadığını; emperyalist güçlerin ve işbirlikçilerinin ortak planlarının perde arkası gizligüçler (CIA, MİT, Kontr-Gerilla) tarafından uygulanmasının sonucu olduğunu bir yönü ile sergilemektir.”
Genç kuşaklar 12 Eylül öncesi günleri pek bilmiyorlar. Benim gibi 40’lı yaşları yaşayanlar için o günler ilk gençlik günleriydi. Karanlık bir dönemdi. Saldırılar, katliamlar, bombalamalar. Her gün onlarca ölü. Darbe ortamının oluşması için iş kitlesel katliamlara gelip dayanmıştı. Ogünleri anımsayınca insanın tüyleri diken diken oluyor. Anadolu’da binlerce yılbirlikte yaşamış Alevilerle Sünnilerin birbirine düşürülmesi. Sonuçta kitlesel katliamlar...
Kitap 5 bölümden oluşuyor. Birinci bölümde “Malatya Olayları” anlatılıyor.
15-16 Şubat 1975 tarihinde TÖB-DER 57 ilde kapalısalon toplantısı yapılmasını kararlaştırır. Toplantılar izinlidir. Ancak Türk-Kürt, Alevi-Sünni çatışması yaratmak isteyen ırkçı-şeriatçı örgütler harekete geçerler. Toplantıyı basmak için çeşitli bölgelerde toplanırlar. Yol üstündeki Alevi ve demokrat yurttaşların işyerleri yağmalanır. İkinci günsaldırı yinelenir ve sonuç olarak, bir yurttaş ölür, onlarca yurttaş yaralanır.Yüzlerce işyeri de yakılıp kullanılmaz hale getirilir.
Bu bir sürecin başlangıcıdır. İkinci aşama, Malatya Belediye Başkanı Hamido’nun bir bombalı paketle öldürülmesiyle başlar.
Olayın olduğu gün üç çocuk kaçırılarak işkenceyle öldürülür. Ertesi gün toplanan binlerce gözü dönmüş insan, Alevilerin yaşadığı mahallelere doğru harekete geçer... Sonuçta Malatya’da Alevi yurttaşların yaşaması ve iş yapması güçleşir. Büyük bir göç yaşanır.
2. Bölümde Kahramanmaraş Katliamı belgelerle işleniyor. Olayları yaşayanlar ve mahkeme tutanakları tüyler ürpertici. İnsanınkanı çekiliyor. Kitabı okudukça bir buz kütlesi derisinin üstünde geziniyor.
Sonuç: 111 ölü, 1000’in üstünde yaralı, yakılan ev552, yakılan işyeri 289, yakılan oto 8...
3. Bölümde Çorum Katliamı anlatılıyor. Yaklaşık 50 kişinin yaşamını yitirdiği bu olaylar Temmuz 1980’de yaşanmış ve olayların nasıl kardeşi kardeşe kırdırma politikası olduğunu anlatıyor. Aslında Malatya ve Kahramanmaraş’ta gerçekleştirilmeye çalışılan bir iç savaş. Bunun en kolay yolu da Alevi Sünni çatışması. Bunu da gerçekleştirmeyi başarıyorlar çoğunlukla...
4. Bölümde Şahhüseyinoğlu Sivas Katliamlarını anlatıyor. İnsan bu bölümü okudukça “Ne bitmez çilen varmış Sivas?” demekten kendini alamıyor. Tarih boyunca kaç kez yakıldın, yıkıldın! Kaç kez Pirsultanlar öldü? Kaç kez dirildi?
12 Eylül’den önce yaşanan katliamla 1993 Sivas katliamının benzer yönleri çok. Kışkırtıcılar aynı. Kışkırtma yöntemi aynı. Çalışma yöntemleri benzer ne yazık ki, ölenler hep demokrat yurttaşlarımız. 33

Öğretmen Dünyası Dergisi: “Kitaplar Arasından”

Öğretmen örgütçülüğünün önderlerinden, araştırmacı yazar H. Nedim Şahhüseyinoğlu, bu yapıtında, yakın tarihimizdeki Malatya Olayları, Maraş, Çorum ve Sivas Katliamlarını, nedenleriyle birlikte belgelerle öyküleyerek katliamların nedenlerini sergilemektedir.
Kitabın, “Katliamların İç Yüzü” başlıklı bölümünden bir alıntı sunuyoruz: “Türkiye’de işlenen cinayetler, katliamlar saldırılar,15-20 yaşlarındaki gençlerin kurduğu örgütlerin işi değildir. (...) Bunları örgütleyen, katliam ve saldırıları planlayan, silah sağlayan, suç işleyenleri koruyan perde arkası örgüt ve güçlerin bir ucu devlet erkini elinde tutan siyasi güçlere ve bir ucu da ta ABD’ye (CIA) dayanmaktadır. (...) Dileğimiz, sol ve devrimci güçlerin, acı tarihsel deneylerden akılcı yöntemlerle dersler çıkarmasıdır.” (s. 289-290) 34

______________________________________
27) H. N. ŞAHÜSEYİNOĞLU:Yakın Tarihimizde Kitlesel Katliamlar, İtalik Yayınları, Ankara 1999, s. 89 ve90
28) Kitabın arkakapağında yer alan bu yazı aynı zamanda 17 Ocak 2007 tarih ve 935 sayılı Cumhuriyet Kitap’ta da yer almıştır. Yalnızca, “Ama olan olmuştur” cümlesi yerine; “Bu kitapta H. Nedim Şahhüseyinoğlu, yakın tarihte Türkiye’degerçekleşen kitlesel saldırılara ilişkin bir inceleme sunuyor” cümlesine yer verilmiştir.
29) Rıza ZELYUT: Akşam Gazetesi, 4 Haziran 1999
30) Nejat BİRDOĞAN: Aydınlık, 8 Ağustos 1999, S: 629
31) Mudafa-i Hukuk Gazetesi, 16 Haziran 2000, Antalya
32) Süleyman ÖZEROL: MalatyaYorum Gazetesi, 23 Nisan 2002
33) Erdal ATICI:Berfin Bahar Dergisi, Sayı:95, Ocak 2006
34) O. NuriPOYRAZOĞLU: Sayı: 320, Ağustos 2006

KAYNAK: Süleyman ÖZEROL: "Dirençli Eğitimci Örgütçü ve Araştırmacı H. Nedim Şahhüseyinoğlu", Ürün Yay. Ankara 2009, s.143-153

8 Mart 2021 Pazartesi

Süleyman Özerol – Dirençli Eğitimci-Örgütçü ve Araştırmacı Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu

Süleyman Özerol-Dirençli Eğitimci-Örgütçü ve Araştırmacı Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu (2009)

Künye: Süleyman Özerol – Dirençli Eğitimci-Örgütçü ve Araştırmacı Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu, Ürün Yayınları, biyografi, 347 sayfa

Yirmi altı yıl çeşitli yerlerde öğretmenlik yapmış Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu’nun şu ana kadar gazete ve dergilerde 500’e yakın yazısı ve on yedi kitabı yayımlanmış.
Öğretmenlik yılları boyunca, demokrat ve özgürlükçü duruşundan taviz vermeyen Şahhüseyinoğlu, birçok muhalif örgütün üst düzey yönetiminde görev almış; sayısız soruşturma geçirmiş ve 12 Mart darbesinden sonra tutuklu kalmış bir isim.
İşte Süleyman Özerol’un, Şahhüseyinoğlu hakkında yazılanlar ve söylenenlerle de desteklediği elimizdeki kitap, Şahhüseyinoğlu’nun yaşamından kesitleri, Türkiye yakın tarihinin önemli olayları ekseninde okuyucuya sunuyor.

https://dipnotski.com/2018/08/13/suleyman-ozerol-direncli-egitimci-orgutcu-ve-arastirmaci-hasan-nedim-sahhuseyinoglu-2009/direncli-egitimci-orgutcu-ve-arastirmaci-hasan-nedim-sahhuseyinoglu/

16 Mart 2020 Pazartesi

Vefa Hatırlamaktır, Unutmamaktır…

Vefa Hatırlamaktır, Unutmamaktır…
Mirza ARABACI
ŞAH'ın ardından...

Geriye doğru taranmış gür saçları, uzun yılların kederiyle ağarmış, heybetli bir görünüm kazandırmıştı. Ağzından eksik etmediği, dudak tiryakisi sigarayla rüzgâra karşı inatla yürüyen dağ adamlarına benziyordu.
Tanrım, nasıl hızlı konuşurdu, cephede sipere yatmış mitralyöz gibi…
Köy Enstitisü’nde okumuş, binlerce çocuk yetiştirmişti. ‘Köy’ derdi, dağ, bayır, akan sular, sert rüzgârlar, kar, fırtına, boran… Şehir onun için yaşanacak değil, yaşatılacak yerdi. Köy çocuğuydu.
Yıllarca TÖS’te üyelik, yöneticilik yapmıştı.12 Martta kapanınca TÖS ardından kurulan TÖB-DER’le devam etmişti, eğitim emekçilerinin mücadelesine.
Tanıdığımda başarılı ve meşakkatle devam ettiği mesleğini noktalamış, emekli olmuştu.
Süleyman Kırteke’nin önerisiyle, cebinde emekli ikramiyesi, maden işçilerinin sendikal mücadelesine omuz vermek için kendini Sivas’ta bulmuştu. Geride eşi, Güllü Abla ve çocuklarını bırakarak…
Kaç yıl birlikte çalıştık, kaç grev, direniş örgütledik. Kaç bin kilometre yol katlettik birlikte? Kaç yıl koyun koyuna yattık, kaç gece aç yattık, kaç kez ölümlerden döndük!
Hiç yüksünmedi, dert etmedi zorlukları… Hep şaşardık bu yaşta ki azmine, inadına. Çok şeyler öğrendik. En zor soruları, içinden çıkılmaz sorunları, geçmiş zamanda yaşanmış örneklerle, hikâye tadında anlatır, çözerdi…
Harcadığı emek, aktardığı tecrübeler her daim hatırımızda kaldı. Herkesten çok hak etti saygıyı.
Kop dağlarının eteğindeki köyün okulunda, elinde tebeşir maden işçilerine sendikayı, emeği, sömürüyü ve mücadeleyi anlatırken ”Stalin bıyıklı” bir işçinin ”Yani başkan sen diyorsun ki, sendikalı olursak, kuru ekmeğin yanına bir-iki zeytin tanesi koyacağız, öyle mi, anlamış mıyım?” dediğinde hayatının en mutlu günlerinden birini yaşadığını göz bebeklerindeki parıltıdan anlamıştık!
O gecenin sabahında görevini tamamlamış bir ‘usta’nın, yerini çıraklara bırakması zamanının geldiğini anlamıştı.
Öyle de yaptı…
Artık her Köy Enstitülü gibi eser bırakmak, ”tarihe mal olmak” için anılarını yazması gerektiğini biliyordu.
Yıllarca eski bir daktilonun başında sağ elinin orta parmağıyla tuşlara dokunarak sabırla yazdığı yazıları kitap haline getirmeliydi.
Hasançelebi grevini anlattığı: Hekimhan Dağlarında 335 Gün İşçilerin Direnişi ve Balyan Aşireti’ni anlattığı kitaplardan sonra, Kürecik’i anlattığı kitapla adını ölümsüzleştirdi.
Ne kadar çok projesi hayali vardı!
Son gördüğümde Özcan Kesgeç’in tabutu başında Kocatepe Cami’nin avlusunda nöbetteydi.
Artık yaşlanmıştı. Olayları kişileri hatırlayamıyordu. Ama bir dakika bile boşa geçsin istemedi. Nerede bir etkinlik, nerede bir yürüyüş, miting varsa, elinde bastonu, yüzünden hiç eksiltmediği gülücükle oradaydı.
Adı: Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu idi ama herkes ona, ŞAH’ derdi!
Şah gibi yaşadı, Şah gibi öldü…

25 Nisan 2015

1 Ağustos 2019 Perşembe

Hasan Kalender ve H. Nedim Şahhüseyinoğlu’nun Mektupları













Hasan Kalender ve H. Nedim Şahhüseyinoğlu’nun Mektupları

26 Temmuz 2019, Kızılay Hekimhanlılar Derneğinden çıktığımda Ali Doğan aradı. Hasan Kalender vefat etmiş, Arife Kalender’in telefon numarası istedi. Eve geldiğimde Arife Kalender in Facebook sayfasında yazdıklarını okudum.
‘İstanbullu Kardeşim’ başlığıyla yıllarca İmece, Ant dergilerinde yazılar yazan, Malatya'da TÖS’ün kurucularından, Mahir Çayan davasında yıllarca hapis yatıp işkence gören, dünya görüşünden ve edebiyat sevgisinden etkilendiğim, Kalender ailesinin büyüğü Köy Enstitülü öğretmen amcam Hasan Kalender’i kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içindeyim.Ailemiz ve ülkemiz adına bir yıldız daha kaydı.Cenazesi Cumartesi 14.00'te Kartal Cem Evinden kaldırılacaktır.Işıklarda uyusun...Kendisini arayarak baş sağlığı diledim. Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu’nun Hasan Kalender’e mektuplarından söz ettim. “İyi dostlardı” dedi. Ali Doğan öğretmenimin kendisini arayacağını da söyledim. Ali Doğan’ı da aradım ve Arife Kalender’in telefon numarasını yazdırdım. Arife Kalender’den de amcasının yaşamöyküsünü istedim, gönderdi. Kendisine teşekkür ediyorum.Hak rahmet eylesin...

Arife Kalender'in Kaleminden Hasan Kalender’in Yaşamöyküsü

1 Temmuz 1934 tarihinde Arguvan Germişi köyünde doğdu.
Arguvan-Germişi Köyü Germişi İlkokulunu bitirdikten sonra Akçadağ Köy Enstitüsünde okudu. 1951 yılında okulu bitirdi, Bitlis-Hizan İlçesi Çirçaks (Kalkanlı) köyünde göreve başladı. Daha sonra Malatya Tecde, Arguvan Germişi Köyünde, Malatya merkezde Konak’ta, Malatya Çocuk Kütüphanesi’nde uzun yıllar görev yaptı. İstanbul’da Kartal İlkokulunda görev yaptı. Göztepe İlhami Örnekal İlkokulu’nda müdür yardımcısı olarak görev yaparken 1979 yılında emekli oldu.
1955 yılında Hüsniye Kalender ile evlendi. Bir oğlu, üç kızı var.
27 Temmuz 2019 yılında kalp yetmezliğinden İstanbul’da vefat etti.
Edebiyata şiir ile başladı. İlk şiiri 1963 yılında Varlık dergisinde yayınlandı.

1965 Varlık Yıllığında yayınlanan şiiri:

Sen bacı adem babadan bana
İnsan olmuşuz bir kere
Bundan yakın akrabalık mı olur
Düşünsene...
Karpuzun içi benim dışı senin
Evin apartmanında
Çekirdek kral kabuğunu yakarsın
Sevinsene...

1963'ten itibaren Varlık dergisinde ‘Gardaşım İstanbullu’ adıyla sürekli mektup türünde yazılarıyla dikkati çekti. Bu mektup yazılar Varlık dergisinin 631, 633, 636, 638, 640, 643, 648, 650. sayılarında 1965'e değin sürdü. Ayrıca Sosyal Adalet, Türkiye Öğretmenler Derneği Milli Federasyonu’nun o zaman yayın organı olan Birlik ve yine İmece dergisinin 57, 60, 61, 65, 67, 69. sayıların da değişik türlerde acı köy gerçeklerin içeren yazı şiir fıkra ve makaleler yazdı. Vatan gazetesinde konuk yazarlık yaptı. 1967'den sonra da Türk Solu dergisinde Haydar Karaveli takma adıyla yazılar yazdı.
Malatya'da Örgütlen adlı dergiyi, daha sonra da Kuşak dergisini çıkardı ve yönetti. Evliya Çelebi'nin Malatya hakkındaki tanıtım yazılarını Türkçeleştirerek yayınladı. Vahap Erdoğdu’nun Malatya’nın Keller köyü adına çıkardığı Köycek adlı aylık köy dergisinde Köylü Gözüyle başlığı altında yazılar yayınladı. Malatya'da Sebat ve Birlik adlı yerel gazetelerde uzun süre yazdığı yazılarıyla ilgi çekti.
Malatya’daki Sosyal Adalet Birliği’nin yayın organı olan “Birlik” te ve şiir, makale, öykü yayımlattı ve yazıları ilgi gördü.
Edebiyat dünyasına bunca emeği geçmesine karşın ne yazık ki yazıları yalnızca dergilerde kaldı. Yazılarını kitaplaştıramadı.
Malatya’da öğretmen hareketini başlatanlardan ve TÖS’ün kurucularındandı. TİP’in (Türkiye İşçi Partisi) de örgütlenme ve tanıtımında Behice Boran ve Mehmet Ali Aybar ile çalışmalar yaptı.
12 Mart’ta geçici olarak Barguzu’da (Bostanbaşı) belediye başkan vekilliği yaptı. Diğer yandan
12 Mart döneminde Mahir Çayan ve arkadaşlarının Kartal Maltepe tutukevinde kaçmaları ile ilgili görülerek sıkıyönetimce tutuklandı. Selimiye’de 1 yıldan fazla kaldı, 28 gün işkence gördü. 256 sanıklı bu davada yargılandıktan sonra afla tahliye oldu.
Hapishaneden sağlığı bozulmuş olarak çıktı ve öğretmenlikten de ayrılarak serbest işler yapmaya başladı. Kartal’da Akvaryum Restoran’ı ve çim saha açtı. Çocuklarına iş kurdu, evlendirdi.
Doğduğu yerde kooperatifleşme, insan hakları, eğitim ve sivil toplum örgütlenmeleri konusunda çevre çalışmalarına öncülük etti. Polis denetimi ve baskıları yüzünden İstanbul’a tayin istedi ve taşındı. Bu taşınma sırasında tüm kitaplarını sandıklarla bizim çatıya koymuştu. Karlı kış günlerinde, iletişim araçlarının az olduğu o günlerde bu iş bana yaradı. Annemlerden gizlice çatıya bir merdiven uydurarak, ortaokul yıllarımda tüm Kemalleri (Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Kemal Tahir) ve de F. Baykurt’u, Talip Apaydın’ı, ciltlenmiş tüm dergileri gizlice çıkartıp okuyor, sonra yine gizlice yerine koyuyordum.
Hasan Kalender’in kimliği hem edebi açıdan, hem de dünya görüşü açısından bana örnek olmuştur. Sonraları da en yakın arkadaşım olmuştu…

Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu’nun Hasan Kalender’e Mektupları

Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu’nun aramızdan ayrılmasının birinci yılında ailesi tarafından anısına 19, benim Şahhüseyinoğlu hakkında hazırladığım Dirençli Eğiitmci Örgütçü ve Araştırmacı Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu ve ‘Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu’na Armağan’ kitabı ile birlikte 21 kitabı çanta bütünlüğünde bastırarak eşe dosta armağan ettiler. Bu kitabı basıma hazırlarken en çok dikkatimi çeken IV. Bölümde Hasan Kalender’e;‘Pirim’e’, ‘Mürşidim Kalender’e’, ‘Mürşidim’e (H. Kalender), ‘Mürşidim’ (Kalender), ‘Mürşidim (H. Kalender’e) seslenmeleri ile yazılan mektuplar olmuştu. Şah, her mektubunda bir ya da birkaç olayı, duygu ve düşüncelerini Hasan Kalender’e sanki bir rapor gibi yazmıştı. (*)
Hasan Kalender’i kendi çevresinden biri olarak düşündüm önce. Sürekli, ‘Pirim’, ‘Mürşidim’ söylemlerini kullanmasını da bir dede olabileceğine yorumlamıştım. Sonra Hasan Kalender’in Arguvan Ermişli (Germişi) köyünden olduğunu öğrendim. Diğer yandan, yol gösterici bir özellik taşıdığını, bu nedenle ona çok değer verdiğini düşündüm. Nitekim Hasan Kalender’in yeğeni ünlü şair Arife Kalender ile yaptığım görüşmeler de bu öngörülü düşüncelerimin doğru olduğunu gösterdi.
Arife Kalender’e hem amcasını yaşamöyküsünü bildirmesi hem de görüşleri içn teşekkür ediyor, bu yazımda da özet olarak bu beş mektubun içeriğinden söz etmek istiyorum.

***

1. 19 Şubat 1967, Pirim’e…
Adana'ya tren yolculuğunda yolcu sınıfına değiniyor Şerif Tekben’in emekli oluşundan söz ediyor

2. 07 Kasım 1967: ‘Mürşidim Kalender’e’…
Öğretmenler arasında ayrım yapan ilköğretim müfettişlerinden, Malatya’da enstitülü arkadaşları ile katıldığı etkinliklerinden, Fakir Baykurt ile iletişiminden söz etmiş.

3. 04 Nisan 1968: ‘Mürşidim’e (H. Kalender)…
Malatya'da seçimden sonraki toplantı yasaklarından söz etmiş.

4. 30 Mayıs 1968: ‘Mürşidim’ (Kalender)…
Sebat gazetesinin 17 Nisan tarihli sayısının özel sayı olarak çıkarıldığından, Ankara'ya giderek konuşmasından, Malatya’daki bazı gelişmelerden söz etmiş.

5. 12 Ocak 1969 ‘Mürşidim (H. Kalender’e)…
Malatya’daki maceracı solculardan, 1968 seçiminden sonra öğretmenlerin suçlandığından ve terör havası estirildiğinden, Hekimhan’da öğretmenlerle ilgili olaylardan ve İstanbul'a nakletmek istediğinden söz etmiş.

***
Hasan Kalender'in, Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu’nun mektuplarına yanıtları var mı, bilemiyorum. Dileriz bunlar da zamanla ortaya çıkar ve yakın tarihimizin eğitim tarihine ışık tutar.
Köy Enstitüsü ruhunu taşıyanlar birer birer aramızdan ayrılırken yakınlarının, yaşayanların da kendilerinin kaleme sarılmalarını, dönemlerine tanıklık ederek belge bırakmalarının bir görev olduğunu düşünüyorum.
Köy Enstitülüler şahsında Hasan Kalender öğretmenimi saygıyla anıyor, ailesi ve tüm yakınlarına başsağlığı diliyorum.

(*) Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu’na Armağan, Ürün Yayınları, Ankara 2015, s 133-144
Süleyman ÖZEROL: Malatya Söz Gazetesi, 1 Ağustos 2019

25 Nisan 2016 Pazartesi

Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu Aramızdan Ayrılışının 2. Yılında Anıldı.

Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu Aramızdan Ayrılışının 2. Yılında Anıldı.

  





Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu Aramızdan Ayrılışının 2. Yılında Doğduğu Köyde Anıldı

25 Nisan 2014 tarihinde Hakk'a yürüyen Dirençli Eğitimci-Örgütçü ve Araştırmacı Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu aramızdan ayrılışının 2. yılında doğduğu Malatya Yeşilyurt Cumhuriyet Örnek Köyde 24 Nisan 2016 günü düzenlenen törenle adına yapılan anıtın açılışıyla birlikte anıldı. Törene Eğitim Sen, Pir Aultan Abdal 2 Temmuz Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Murtaza Demir ile Emel Sungur, CHP Genel Başkan Yrd. ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve beraberindeki heyet ile Hekimhan Belediye Başkanı Aliseydi Millioğulları ve arkadaşları ile Cumhuriyet Örnek köylüler ve çevre köylerden yurttaşlar da katıldı. 

Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu adına yapılan anıt, Cumhuriyet Örnek Köyde Karto Haydo (Haydar'ın Çukuru) denen yörede bulunan Şahhüseyinoğlu ailesine ait mezarlığın alt başında köyü gören tepe üzerinde gerçekleştirildi. Süleyman Özerol'un sunumu ile gerçekleştirilen törende Şahhüseyinoğlu ve eğitim emekçileri anısına saygı duruşunun ardından Eğitimci Hasan Gül, Şahhüseyinoğlu'nun demokratik kitle örgütlerinde uğraş arkadaşları Murtaza Demir ve Emel Sungur birer konuşma yaptılar, ozan Hüseyin Başaran "Şah"lı deyişler çalıp söyledi.

Anma programı H. Nedim Şahhüseyinoğlu'nun merhum ortanca kardeşi Abbas Şahin'in evinin bahçesinde gerçekleştirildi. Programı hazırlayan ve sunan Şahhüseyinoğlu'nun en küçük kardeşi Şah
Şahin, programı açıkladı,  emeği geçenlere, katkı sunanlara ve katılanlara teşekkür etti. 
H. Nedim Şahhüseyinoğlu hakkında "Dirençli Eğitimci, Örgütçü ve Araştırmacı H. Nedim Şahhüseyinoğlu" adlı kitabın yazarı, eğitimci Süleyman Özerol yaşamöyküsünü ve yapıtlarını anlattı.
Cumhuriyet Örnek köyden eğitimci Hasan Gül, H. Nedim Şahhüseyinoğlu'nu çocukluk döneminden itibaren zorlu bir yaşam mücadelesi verdiğini örneklerle ve anılarıyla anlattı. 
Akçadağ Köy Enstitüsünden arkadaşı Karapınar köyünden Ali Doğan okula anılarından, mücadele ortaklıklarından söz etti. 
Uğraşı arkadaşı, emmioğlu Mustafa Karadağ daha çok siyasi yaşamdan ve mücadelesinden söz etti.
Hasan Hüseyin Şahin, Eğitimciler Derneğinden Nihat Eren'in  H. Nedim Şahhüseyinoğlu'na yazdığı şiiri okudu.
2 Temmuz Pir Sultan Abdal Eğitim Kültür Vakfından Emel Sungur, "Benim babamdı, herkesin babasıydı. Ankara'da etkinliklerimiz Şah'sız eksik kalacak" diyerek birlikte mücadelelerinden örnekler verdi. Eleştirilerinde bile yumuşak dil kullandığını, haksızlıklar ve adaletsizlik karşısında eğilmediğini, bunun için "Beni Dik Gömün" diye vasiyeti olduğunu dile getirdi. 
2 Temmuz Pir Sultan Abdal Eğitim Kültür Vakfı Başkanı Murtaza Demir, "Şahhüseyinoğlu bir okuldu" diyerek pek çok konuda yararlandığından, özellikle Alevilik ile ilgili kitabından kendisine plan çizdiğinden söz etti, herkese yardımcı olduğunu dile getirdi. 
CHP Genel Başkan Yard. ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Şahhüseyinoğlu'nun mücadeleci ve eğitimci kişiliğinin önemli olduğunu vurguladı. 

Etkinlik Hüseyin Başaran dinletisi ile sona erdi. 





Etkinlikten sonra, H. Nedim Şahhüseyinoğlu'nu kız kardeşi Asiye'nin eşi İskender Büber ile kardeşi Erdoğan Büber tüm katılımcılara yemek verdi. 

Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu Aramızdan Ayrılışının 2. 
Yılında Mezarı Başında Anıldı


Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu Aramızdan Ayrılışının 2. Yılında Mezarı Başında Anıldı. Eşi ve çocukları ile birlikte pek çok seveninin katıldığı anma ile ilgili olarak eşi ve çocukları adına yapılan açıklamada şunlara yer verildi.

Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu...
Akçadağ Köy Enstitüsü mezunu...
20'ye yakın kitap ve yüzlerce makale yazan eğitimci ve yazar... Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu, insanı temel ilke alan, insan, kadın ve çocuk hak ve özgürlüklerinin, bilimsel ve çağdaş 
eğitimin, kültürün ve sanatın, emek ağırlıklı demokrasinin gerçekleşmesi için yaşamı boyunca uğraş veren ve ağır bedeller ödeyen bir halk devrimcisiydi.
Anısı ışık olsun...

19 Nisan 2016 Salı

H. Nedim Şahhüseyinoğlu Hem Mezarı Başında Hem de Doğduğu Yerde Anılacak

H. Nedim Şahhüseyinoğlu Hem Mezarı Başında Hem de Doğduğu Yerde Anılacak
Dirençli Eğitimci-Örgütçü ve Araştırmacı Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu aramızdan ayrılışının 2. yılında Ankara Karşıyaka Mezarlığında ve doğduğu Malatya Yeşilyurt Cumhuriyet Örnek Köyde düzenlenen törenlerle anılacak. 

H. Nedim Şahhüseyinoğlu Mezarı Başında Anılacak

Eşi ve Çocukları Adına yapılan açıklamada şunlara yer verildi. 

ANMA 

Hasan Nedim SAHHÜSEYİNOĞLU 
Akçadağ Köy Enstitüsü mezunu... 

20'ye yakın kitap ve yüzlerce makale yazan eğitimci ve yazar... 
Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu, insanı temel ilke alan, insan, 
kadın ve çocuk hak ve özgürlüklerinin, bilimsel ve çağdaş 
eğitimin, kültürün ve sanatın, emek ağırlıklı demokrasinin 
gerçekleşmesi için yaşamı boyunca uğraş veren ve ağır 
bedeller ödeyen bir halk devrimcisiydi. 

Anısı ışık olsun... 

25.04.2014 tarihinde Hakk'a yürüyen Hasan Nedim 
Şahhüseyinoğlu'nu 2. Ölüm yıldönümünde sevgi ve saygıyla 
anıyoruz. 
25 Nisan 2016 tarihinde Ankara Karşıyaka Mezarlığında Saat: 14:30'da mezarı başında anılacaktır. 
(Mezar No: 1.110 - 2613)

H. Nedim Şahhüseyinoğlu Doğduğu Yerde deAnılacak

Diğer yandan ailesi adına kardeşi Şah Hüseyin Şahin, yaptığı açıklamada şunlara yer verdi. 
Sevgili Canlar,
Abimin Hakka Yürüyüşünün 2. Yıldönümünde 
sizi yanımızda görmekten onur duyarız.

 Açılış Konuşması
Şah Hüseyin Şahin

Konuşmacılar
Süleyman Özerol 
Hasan Gül 
Ali Doğan 
Mustafa Karadağ 
Emel Sungur 
Murtaza Demir 

Dinleti
Hüseyin Başaran 

Kapanış 

Yer: 
MALATYA Cumhuriyet Örnek Köyü 
Tarih: 
24 NiSAN 2016, Pazar
Saat: 
15.00